29 Kasım 2014 Cumartesi

Trabzon

2014 tatilimizin son durağı Trabzon'dayız. Pazar günü Gaziantep'te başladı, Pazartesi-Cuma arası İtalya ve son durak olarak Cumartesi günü Trabzon. Tam bir kültür harmanı yaşasak ve yorucu da geçse değdi doğrusu. Bu Trabzon'a ikinci gelişimiz, ilk gelişimiz biraz tecrübesizliğe geldiğinden sayfayı yayınlayamamıştık ama bu sefer daha dikkatli davrandık :)  Bu sefer arkadaşlarımız Zeynep ve Murat'la beraber 4 kişi olduk, kişi sayısı avantajı ve Trabzon'daki duraklarımızın mesafeleri nedeniyle araç kiralamaya karar verdik. Bununla ilgili de kısaca bilgi vermek istiyorum, daha önceden hava alanından rezerve ettiğimiz Dizel-otomatik bir araç kiraladık, aracın kirası 67TL/günlük, gittiğiniz bölgeye göre araç kiralama avantajlı olabiliyor, fakat gezeceğiniz yerler bir aradaysa bana göre araç kiralamaya çok gerek yok.

Programımıza göre ilk durak kahvaltı tabi ki :) Kahvaltı için Müze Çay Bahçesine geldik, burası Ayasofya müzesinin bahçesinde, müze diyorum fakat artık cami olmuş. Mekan kahvaltı konusunda son derece başarılı, mıhlaması, kayganası, tereyağı, balı, gayet lezzetliydi, zaten bunu görüntüden de anlamak zor değil :) Deniz kıyısındaki manzarasıyla da eşsiz. Hava alanından Akçaabat yolu üzerinde, ana yola yakın bir konumda, ayrıca fiyatları da makul kişi başı 13TL'ye gayet başarılı bir kahvaltı yapıyorsunuz.



Kahvaltı sonrası istikamet Sümela Manastırı. Manastır Maçka ilçesinde Altınova milli parkının içinde bulunuyor, yolu çok güzel ve zevkli bir yol, zaten manastırın içerisinde çok fazla bir bölüm açık değil, ama sırf o güzelliklerden geçmek için gidilir :) Kış aylarında manastıra çıktıkça yollarda kar olabiliyor, bir noktadan sonra isterseniz zincirli servis araçlarıyla da çıkabilirsiniz. 



Manastır içindeki freskler çok tahrip olmuş, üzerine adını yazanlar mı istersiniz, kaş bıyık çizenler mi? Fakat bazı değerleri koruma bilinci halen yerleşmediğini müzeyi gezerken "Ya biz buraya eskiden gelip adımızı falan yazardık, şimdi birde paralı yapmışlar" sözlerini duymak mantığın halen değişmediğini gösteriyor. Giriş ücreti olarak 15TL verdik, en fazla yarım saatte bitirebileceğiniz bir müze için bana fazla geldi. 




Sıradaki durağımız Hamsiköy, bu köyün sütlacını bir çok yerde okuduk ve biz de güzergahımıza dahil ettik. Maçka'ya geri döndükten sonra ana yoldan Gümüşhane yönüne dönüyorsunuz, 19km gittikten sonra solda Hamsiköy tabelasını göreceksiniz. Buradan sonra yol asfalt, aracınızla rahatlıkla girebilirsiniz. Hamsiköye ulaşmak için köylerin içinden geçerek zirveye doğru tırmanıyorsunuz, köye vardığımızda yılın ilk karını burada gördük:). 


Birkaç mekan var ama biz Niyazi Usta'ya gittik. Gittiğimizde dükkan kapalıydı, tam ümitsizliğe kapılırken çevreden bir esnaf geldi, zaten kapının üzerinde olan anahtarla bizi içeri aldı. Menü basit, fındıklı yada sade sütlaç :) Sütlaç beyaz olur ya buradaki sütlaç sarı, diğer arkadaşlar kendilerine hakim oldu ama ben olamadım ve 2 kase götürdüm :) İkinci olarak fındıklı söyledik, fındık kendi başına ayrı bir konu, inanılmaz taze ve lezzetli ayrıca sütlacın üzeri silme fındıkla geliyor. 




Hamsiköy Yolu
Hava kararmaya başlamışken birkaç mekan gezebilme telaşıyla Atatürk Köşkü'ne geldik, son 15 dakikasına yetiştiğimiz sağ olsunlar için bilet kesmediler. Burası 1934-1937 yıllarında Atatürk'ü ağırlamış ve sonrasında o dönemin eşyalarıyla dekore edilerek müze haline getirilmiş. Bir rivayete göre de o zaman köşkün Rum sahibi Atatürk burayı çok beğendiği için kendisine armağan etmiş. Sonuç olarak Trabzona giderseniz buraya da bir uğrayın, hem o dönemin tarzını görme fırsatınzı olur, hemde farklı manevi duygular içine girebilirsiniz. 




Dönüşten önce sıra geldi akşam yemeğine:) Tercihimizi Akçabat'ta bulunan Köfteci Cemil Usta'dan yana kullandık. Yemek önce güze hitap etmeli derler ya, bu masa 5 duyu organının tümüne hitap ediyor. Mekan kalabalık olmasına rağmen üstesinden rahatlıkla geliyorlar, siparişimiz alındıktan sonra çok beklemeden her şey tamamdı. Adetten kilo ile sipariş verdik, 4 kişi için 1 kilo köfte on derece yeterli oldu, tabi dağılım 2 erkek 2 bayan:). Bizim yerken de konuştuğumuz; bu işin ustalığı hem köfteyi bu kadar yumuşak tutabilmek ve tamamen pişmesini sağlamak, bence burası bunu çok iyi yaptığı için son derece popüler. Ayrıca yemek sırasında Cemil Usta masaları teker teker dolaşarak hal hatır soruyor, bir nevi anlık geri bildirim alıyor:)




Siz sipariş etmeseniz de kişi başı 2 tatlı ikram ediliyor. Baklava yufkasından yörenin taze fındığıyla yapılan bu tatlı Doğu Anadolu'ya yaş çıkartacak cinsten, ayrıca çok iyi bir pazarlama yöntemi, tatlının tadı damağınızda kalmışken bir pakette yanınıza almak istiyorsunuz, mekanın bir köşesinde ayrıca satışı yapılıyor.Fiyat konusuna gelince, 1kg köfte ile görmüş olduğunuz salata, mezeler ve tatlı kişi başı 20 TL civarına geliyor, masanın son hali burada yok ama hala her şey bitmemişti, yani bu fiyat bize makul geldi.



Yemek sonrası hava alanının yolunu tuttuk, aracımızı iade ettik ve uçuşumuzu beklemeye başladık, bu görmüş olduğunuz program 09:00-20:00 saatleri arasında uygulanmıştır. Aslında duraklarımız haritada da görüldüğü gibi daha fazlaydı fakat günü birlik bir geziye bu kadarını sığdırabildik. Bir başka yazıda görüşmek üzere..


Kamil Gelgeç Trabzon Gezisi, Trabzon gezi notları, trabzonda nereler gezilir, akçabatta nerede köfte yenir, hamsiköy sütlacı nerede yenir, trabzon gezi haritası, sümela manastırına gidiş



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder